Her birimiz dünyaya farklı özelliklerle geliyoruz. Hepimizin, kendimize has fiziksel, duygusal ve sosyal yapısı var. Bazılarımız ise, beynin ve sinir sisteminin farklı yapı ve işleyişinden kaynaklanan nöro-biyolojik bir farklılıkla dünyaya geliyor. Bu şekilde doğan çocuklarımız, elbette yaşamlarını birtakım zorluklarla sürdürmek durumunda kalıyorlar. Sosyal etkileşimlerini engelleyen özellikler, onları iç dünyalarında bazı sıkıntılarla baş başa bırakabiliyor. Onların hayatında eğitimin çok özel bir önemi var. Eğitim herkes için gerekli ama otizmli çocuklarımız için aynı zamanda bir tedavi. Yani ‘eğitim, otizmin tek çıkar yolu’ diyebiliriz. Bilimsel araştırmalar, erken teşhisle birlikte doğru ve yoğun bir özel eğitimin, otizmli çocukların hayatında büyük bir fark oluşturduğunu gösteriyor.
Bireysel özelliklere ve ihtiyaçlara uygun, kesintisiz ve yoğun bir eğitim, onların zorlukları aşmasının yegâne yolu. Etkili bir eğitim seferberliği için ise, hepimizin farkındalığı gerekli. Ancak bu farkındalıkla, otizmli çocuklarımızın etrafında örülü duvarları ortadan kaldırabiliriz. Onları hayatın güzellikleriyle buluşturabiliriz.
Otizmli bireylerin çok zengin iç dünyalarına sahip olduklarını biliyoruz. Detaylara olan ilgileri, odaklanma kapasiteleri, onları sporun, sanatın bir alanında zirveye taşıyabilir. Müziğe olan yatkınlıkları, onları gelecekte birer yıldız yapabilir. Yeter ki bizler, onların eğitimi konusunda duyarlı olalım. Hayatlarını kolaylaştıracak modeller geliştirelim. Özel eğitim kurumları inşa edelim. Modern toplum, bireysel yeteneklere en üst düzeyde işlerlik kazandırmakla mümkün olabilir. Bu yönüyle bireysel farklılıklar dikkate alınarak düzenlenen özel eğitim, modernliğin önemli bir göstergesidir.
Özel çocuklarımızı, özel eğitim merkezleri yanında, genel eğitim sınıflarında, diğer çocuklarımızla da kaynaştırabilmeliyiz. Milli Eğitim Bakanlığımızın bu alanda son yıllarda önemli çalışmaları oldu. Zorunlu öğrenim çağında olan özel çocuklarımızın %80’i, eğitimlerini kaynaştırma yoluyla alıyorlar. Bu, tüm toplumun özel çocuklarımıza yaklaşımını değiştiren çok önemli bir adımdır. Elbette bir takım uygulama sorunları ortaya çıkabiliyor. Bu noktada okul yönetimlerine, öğretmenlere, ailelere çok önemli vazifeler düşüyor.
Tüm çocuklarımızı, kendilerinden farklı özelliklere sahip özel çocuklarla eşit koşullarda eğitim alabilme olgunluğuna ulaştırmamız gerekiyor. Ancak bu şekilde onlara, toplumun tüm farklılıklarıyla bir arada yaşayabilme becerisini kazandırabiliriz. Özel çocuklarımıza da, sosyal, kültürel ve ekonomik yaşama eşit biçimde katılım fırsatı verebiliriz. Bu, onların en doğal ve aynı zamanda anayasal hakkıdır.
Değerli Dostlar,
Hepimiz biliyoruz ki, son yıllarda tüm dünyada otizmin görülme sıklığı gittikçe artıyor. 1950’li yıllarda on binde bir görülürken, şimdi her 44 doğumdan birisine otizm teşhisi konuyor. Yani, kanser gibi yaygın birçok hastalıktan çok daha fazla görülme riski var. Fakat ne yazık ki, farkındalığımız o derece fazla değil.
İşte bu nedenle, bu farkındalığın artrılması ve toplumun otizm konusundaki bilinc düzeyinin yükseltilmesi noktasında derneğimiz ve sizlerin derneğimize verdiğiniz destek son derece değerli!
Ben bu noktada, otizm alanında yıllardır çalışma yapan sivil toplum kuruluşlarımıza çok teşekkür ediyorum. Onlar olmasa, bugüne kadar elde ettiğimiz farkındalık eksik kalırdı. Uzun yıllardır, otizmli çocuklarımıza, onların ailelerine verdikleri destek takdire şayandır. Vakıf, dernek ve federasyon çalışmalarıyla devlet-sivil toplum işbirliğine önemli katkılar sağladılar. Ümid ediyorum ki, bundan sonra da işbirliklerini artıracaklardır.
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığımızın, otizmli bireylere yönelik hazırladığı ulusal eylem planı da toplumumuzu otizmin tüm boyutlarıyla ilgili aydınlatmada oldukça önemli bir rol oynamıştır.
Bu anlamda derneğimizin hayırlı neticeler vermesini diliyorum. evlatlarımızın hayatına bereket getirmesini temenni ediyorum. Ancak sabır, sevgi ve işbirliği ile aşabileceğimiz böyle sorunlar karşısında, toplumca her zaman kenetlenebilmeyi umut ediyorum.
Hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum.