Kütahya Otizm Derneği Kütahya’da otizme dair farkındalık oluşturmak için var gücüyle mücadele ediyor. Toplumsal uyum için en önemli etkenin erken yaşta yoğun davranışsal eğitime başlamak olduğunu dile getiren Dernek Genel Sekreteri Emre Tekmen, vatandaşlardan otizmin farkında olmalarını istedi.
Kütahya Otizm Derneği (KUTODER) 2 Nisan Dünya Otizm Farkındalık Gününde otizmin bir hastalık değil nörobiyolojik bir bozukluk olduğuna dikkat çekti.
DERNEK GÜÇLÜ KURUMSAL YAPISI İLE DİKKAT ÇEKİYOR
Otizme dair farkındalık oluşturmak için mücadele eden, güçlü kurumsal yapısı ile dikkat çeken Kütahya Otizm Derneği’nin Uşak, Afyon gibi illerle birleşerek Ege Otizm Federasyonunu Kurduğunu ifade eden KUTODER Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Kabadayı, “Derneğimiz federasyonun yönetim kurulunda faaliyet gösteriyor. Aynı zamanda Ulusal Otizm Konfederasyonunun da üyesi.” Şeklinde konuştu.
Otizmin, doğuştan olan, beynin ve sinir sisteminin farklı yapısından ya da işleyişinden kaynaklandığı kabul edilen nörobiyolojik bir bozukluk olduğuna dikkat çeken Mehmet Kabadayı, “Başkalarıyla etkileşimde bulunmayı engelleyen ve kişinin kendi iç dünyasıyla baş başa kalmasına yol açan otizm, genellikle 3 yaştan önce ortaya çıkmakta ve bireylerin sosyal iletişim, etkileşim ve davranışlarını olumsuz olarak etkilemektedir.” İfadelerini kullandı.
‘FARKINDALIK İSTENİLEN DÜZEYDE DEĞİL’
Otizm zihinsel bir bozukluk olmadığına vurgu yapan KUTODER Genel Sekreteri Emre Tekmen, “Otizmli bireylerin zihinsel seviyelerinde farklılıklar var.” dedi. Dernek olarak farkındalık oluşturmak için çaba gösterdiklerini ifade eden Tekmen, “Örneğin son olarak KSBÜ işbirliği ile otizmli bireylerin kamu kuruluşlarında, sağlık kuruluşlarında bir yaka kartı ile karşılanması bu sayede toplumsal uyumlarının artması için adım atıldı. Benzer düzenlemeler için sürekli çalışıyoruz.” Dedi. Tekmen, son yıllarda artsa da farkındalığın halen istenilen düzeyde olmadığına değindi.
Otizmli çocukların liseyi bitirdikten sonra eğitimin içerisinde bulunamadığını ifade eden Tekmen, “Zaten bu derneğin asıl amaçlarından biri bu. Biz okuldan mezun olmuş otizmli çocuklarımızın eğitimlerine devam etmesi ve gelişimsel açıdan desteklenmesi için bu derneği kurduk.” Dedi. Derneğin faaliyetleri hakkında bilgi veren Tekmen, veli eğitimlerini sürdürdüklerini atılan her adımda farkındalık yaratmaya çalıştıklarını vurguladı.
ERKEN YAŞTA TANI ÇOK ÖNEMLİ
Otizmin için erken tanımlamanın önemine dikkat çeken Tekmen, “Çocuk belli bir yaşa geldiyse ve iletişim kurmakta güçlük çekiyorsa, yaşıtlarıyla oynamıyorsa, onların arasına katılmıyorsa, göz teması kurmuyorsa, ismi söylendiğinde tepki vermiyorsa, kafasını çevirip bakmıyorsa, dönen ve hareketli nesnelere ilgi duyuyorsa otizm risk grubunda olabilir diyoruz. Erken yaşta fark etmek için en temel maddelerimiz bunlar. Bu aşamada çocuk önce RAM’a gidiyor. Tanısını alıyor. Daha sonra yönlendirme yapılıyor.” Dedi. Otizm bir hastalık olmadığı için bir tedavisi de bulunmadığını belirten Tekmen, bu yüzden toplumsal uyum için en önemli etkenin erken yaşta yoğun davranışsal eğitime başlamak olduğunu dile getirdi.
SEBEBİ BİLİNMİYOR
YAYGINLIĞI ARTIYOR
Otizmli bir çocuk için yapılacak en iyi şeyin erken yaşta eğitime başlamak olduğunun altını çizen Tekmen, toplumda otizmin sebebine dair bazı yaygın kanılar olsa bilimsel olarak kanıtlanmış bir sebep bulunmadığına değindi. Tekmen, “Ancak maalesef kesin olarak bildiğimiz tek şey otizmin oranının artış gösterdiği, “Şu an 33 çocuktan biri otizm tanısı alıyor.”ifadelerini kullandı.
‘TOPLUMUN BİR PARÇASI
OLDUKLARINI UNUTMAYALIM’
Tüm vatandaşların otizmin farkında olup, otizmli bireylerin toplumun bir parçası olduğunu unutulmamalarını isteyen Tekmen, şu ifadeleri kullandı: “Onların birer birey olduğunun farkına varsınlar. Çeşitli uygulamalarla hayata kazandırabilecek otizmli bireylerle aynıyız. Onlar da hayatta her şeyi başarabilecek bireyler yeter ki gereken uyarlama yapılsın.”
M. RIDVAN CEBECİOĞLU